Bu satırlar Doğu Türkistan için « KASTAMONU SOZCU GAZETESİ

KÖŞE YAZISI">
SON DAKİKA

Bu satırlar Doğu Türkistan için

Bu haber 09 Ocak 2023 - 14:37 'de eklendi ve kez görüntülendi.

Bu haftaki söyleşimizde Çin işgalinde olan Doğu Türkistanlı bir kardeşimizin sesi olmaya çalıştık. Yandı cehennem narda çiçeksiz kaldı Gülistan/Esaret altında ana yurdum Doğu Türkistan.

Kastamonu için 10 soru 10 cevap köşemizden farklı olarak bu yazıda biz sormadık. Kıymetli Doğu Türkistanlı soydaşımız anlatsın, gardaşımızın sesi, kalemi, kelamı olalım istedik.

İşte Asiye İlberk’in gözünden…

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UYGUR TÜRKLERİ
Ana yurdu Orta Asya olan Uygur Türkleri çok eski zamanlardan beri Tanrı Dağları ile Karakurum Dağları arasında kalan Târım Havzasında ve yine Tanrı Dağlarıyla Altay Dağları arasında Cungar havzası, İli vadisi İrtiş nehri ile Baykal gölü arasındaki topraklarda; Güney Sibirya’da şimdiki Moğolistan sınırları içindeki Selenge, Orhon, Tola ve Korulun nehirleri arasında, Kansu’da ve bugünkü Shan xi eyaletlerinde yaşamışlardır. 

Orta Asya, en eski zamanlardan beri Uygurların ana yurdu olmakla beraber, aynı zamanda dünya medeniyetinin de altın beşiklerinden biridir. Bu yüzden tarihçi Morgan “Dünya medeniyetinin anahtarı Târım Havzası’nda gömülmüştür, bu anahtar bulunduğu zaman dünya medeniyetinin sırrı açılacaktır” demiştir.  (Milli Tarihimizin Ana Kaynakları, s.1)   

İnsanlık tarihi boyunca insanoğlu hayatını devam ettirebilmek için nehir, göl, deniz, orman, bozkır ve ağaçlarla kaplı dağ eteklerini tercih etmiştir.  Uygurlar yaşadığı bölgenin şartlarına uygun olarak avcılık, hayvancılık, tarım, el işleri ve ticaret gibi değişik vasıtalarla göçebe veya yerleşik düzende yaşamışlardır.

Orta Asya jeolojik açıdan bakıldığında çok eski zamanlardan beri insan yaşamına en elverişli coğrafi şartlara sahip. Doğu Türkistan’da yürütülen jeolojik araştırmalar sonucunda Târım havzası ile Cungar havzasında kalite ve kapasite açısından insanı şaşırtacak kadar petrol kaynakları bulunmuştur. Tek kelimeyle ifade edecek olursak, toplam bir milyon altı yüz bin km² yüz ölçümüne sahip Doğu Türkistan, yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle dünyada çok nadir bulunan Uranium, Radium gibi kıymetli tabii zenginlikler, petrol ve kömür yatağıdır. 

Uygurlar yüksek kültür düzeyine ulaşan Türk topluluklarının başında yer alır. Dil anlamında Uygur Türkçesi Altay dil grubunun “Hakaniye” koluna mensuptur. Uygurlar çeşitli alfabeler kullanarak Maniheizm, Hıristiyanlık ve Budizm çerçevesinde zengin bir edebiyat birikimine sahip olmuşlar. Bu eserleri Uygur Alfabesi denilen ve geç dönem Soğd alfabesinin küçük çaplı değişimiyle oluşan yazıyla meydana getirmişlerdir. Asıl Uygur yazısının VII. yüzyılda geliştiği tahmin edilen işlek bir Soğd el yazısına dayandığı belirtilir. Kâşgarlı Mahmud bu yazıyı “Türk yazısı” olarak adlandırır. Uygur yazısı Çağataylılar arasında yayılmış ve Moğol yazısı diye bilinmiştir. Bu yazı XV. yüzyılda Osmanlı sarayında diğer Türk devletleriyle yazışmalarda kullanılmıştır.

Uygur sanatının çok gelişmiş örnekleri de zamanımıza ulaşmıştır. Türk tarihinde ilk şehircilik, mimarlık, din ve kültürünün temellerini atmışlardır. Aynı zamanda modern tarım yapmışlar ve tarihi ipek yolunun ilk Kervancıları ve tüccarları olarak tarihe geçmişlerdir. Türk tarihinde ilk defa şehir ve kasabalar kurmuş ve ilk Türk mimari eserlerini inşa etmişlerdir. 

Uygurlar, eski Türk dini göktangrıcılık, manizm, budizm, nesturi, hristiyanlık ve en son islam dinini kabul etmişlerdir. Uygurlar M.932 yılında Karahanlılar hükümdarı  Satuk Buğra Han’ın islam’ı resmi devlet dini olarak ilan etmesiyle birlikte müslümanlığı benimsemişlerdir. Türkistan’daki Türk kavimlerinin büyük bir kısmı İslam dinini kabul ederek “İslam Medeniyeti” içerisinde bütünleşmişlerdir. Bununla beraber Uygur Medeniyeti İslam Medeniyeti ile birleşerek “Uygur İslam Medeniyeti” adı verilen tarihi gelişme süreci başlamıştır. Bu dönemde Kaşgar şehri Karahanlı devletinin dini, siyasi ve kültürel bir merkezi olarak tarihe geçmiştir. Uygurların Satuk Buğra’nın önderliğinde İslam’ı kabul etmesinin ardından 932 -1216 yılları arasındaki dönem Doğu Türkistan’ın altın devri olarak bilinir. Medreseleri ve öğretim kurumları ile ünlenen Türkistan dünyanın dört bir yanından gelen öğrencileri misafir etmiş tarihe yön veren devlet ve bilim adamları yetiştirmiştir.

Uygurlar, Müslüman olduktan sonra İmam Buhari, İmam Tirmizi, İbn-i Sina, Ebu nasr el Farabi, Fergani, Zimahşeri, Sekkaki gibi büyük Türk İslam alim ve bilginlerinin eserleri ile İslam  Dünyasının  kütüphanelerini zenginleştiren, dünya bilim adamlarının ufkunu, zihnini açmış ve onlara doğru bilim yolunu göstermişlerdir.

Karahanlılar döneminde “İkinci Buhara” olarak anılan tarihi şehir Kaşgar’daki “Hanlık Medresesi” Saciye Medereseleri,  “Eydgah Medresesi”, “Oda Aldı Medresesi”, “Beglik Medresesi”, “Çarsu Medresesi” ve “Meyve Pazarı Medresesi” gibi yüksek bilim ve eğitim kurumları  bu devirde kurulmuş ve günümüze kadar gelen  bilim merkezleridir. Bunlardan Kaşgar’daki yüksek öğretim konumunda olan “Saçiye Medresesi”, ”Hamidiye Medresesi”, “Mahmudiye Medresesi” gibi medreseler, yalız Uygur Türkleri’nin değil, Türk-İslam aleminin de önemli kültür ve eğitim merkezlerinden biri olarak kabul edilir.

İslamiyet dönemi Uygur edebiyatı Eski Türk edebiyatının en değerli eserleri olan Divanû Lûgat-it Türk, Kutadgu-Bilig, Atabet-ül Hakayık gibi altın kitaplar Türkçe’nin bu lehçesi ile yazılmıştır. Türk tarihindeki en önemli şairlerden Alî Şîr Nevâyî’nin Çahardivan’ı, Hemse’si, Kaşgârlı Mahmud’un “Divan-i Lügatit Türk”ü, Yusuf Has Hacip’in Kutatgu Bilig adlı eserleri bu dille yazılmıştır. İmam-ı Ebü’l-Fütuh Abdülgafur’un Tarih-i Kaşgar(Kaşgar’ın Tarihi) adlı çalışmaları bu dönemin en önemli yapıtlarıdır. Uygur Türklerinin tarihte yarattığı parlak medeniyetler ve dünya medeniyet hazinesine yaptığı katkıların hepsi Uygur Türkçesi’nin gücüyle oluşmuştur. 

Uzak tarihi geçmişinde parlak iz bırakan, büyük medeniyet yaratan Uygur Türkleri 1931 yılında Kumul kentinde bağımsızlık mücadelesi neticesinde bölgedeki Çinlilere karşı zafer kazanılmış ve 12 Kasım 1933’te Kaşgar’da Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kurulmuştur. Hoca Hacı Niyaz’ı Cumhurbaşkanı ilan edilmiştir. Rus-Çin rekabetinden dolayı isyana destek veren Rusya daha sonra kendi egemenliğindeki Türklere (Batı Türkistan) kötü örnek olacağı korkusuyla isyan sonrasında Çin’e destek vererek kurulan devletin yıkılmasına yardımcı olmuştur. Vatan mücadelesini sürdüren Uygurlar 1944 yılında Gulca’da Çinlilere karşı yine galip gelmiştir. Ayaklanmayı destekleyen Rusya, Gulca’da 1944 yılı Ekim ayında Şarkî Türkistan Cumhuriyeti’nin kurulmasına yardımcı olmuştur. Gulca, Tarbagatay ve İli şehirlerini içine alan bu cumhuriyet, bölgedeki Çin kuvvetlerini yenmiştir. Ancak Rusya bu hızlı gelişmelerden korkup bu Cumhuriyetin yöneticilerini Çinliler ile anlaşmaya zorlamışlardır. 1946 yılında iki hükümet arasında 11 maddelik bir metin imzalanıp birleşik hükümet kurulmuştur. Böylece kurulan devlet Rusya’nın olumsuz tutumu neticesinde ortadan kalkmıştır. Bu arada Mao Çin’e hâkim olmayı başarmıştır. 1949 Eylül’ünde Doğu Türkistan’daki Çin birliklerinin komünist Çin hükümetine bağlılıklarını bildirmeleri üzerine Çin hiçbir askeri güç kullanmadan Doğu Türkistan’ı işgal etmiştir.

Çin’in isim değişikliği yaparak bölgenin Türklüğünü inkâr etmeye çalışmıştır. ‘Böl ve yönet!’ taktiği çerçevesinde Doğu Türkistan’da yaşayan halkı 13 millete ayırarak bunlar için 10 ayrı muhtar bölge oluşturan Çin; Uygur, Kazak, Kırgız, Tatar ve Özbekleri ayrı milletler olarak tanımlamıştır. Bölgeye ‘Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ denmesine karşılık Doğu Türkistan kendi kaynaklarının Çin anakarasına taşınmasına engel olamamaktadır. Uygur Özerk Bölgesi Komünist Parti komitesinin yürütme organı daimi komitesinin 15 üyesinden sadece 3’ü Uygurken bu üyelerin idarî yetkileri yoktur. Çin sömürgeciliğine karşı Uygurlar 60 den fazla ayaklanma çıkarmışlardır, Kaşgar, Turfan, Barın, Gulca, Urumçi ayaklanmaları Çin emperyalizmine karşı yapılan ayaklanmalardır. Hem listeyi uzatmak hem de ayaklanmaların tarihini daha geriye götürmek mümkündür. 

(Söyleşimizin devam önümüzdeki haftalarda devam edecektir) 

Mustafa Çağırmustafa.cagir@gmail.com

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.