NALBANTLIK TEKNOLOJİYE YENİK DÜŞTÜ « KASTAMONU SOZCU GAZETESİ

GÜNDEM">
SON DAKİKA

NALBANTLIK TEKNOLOJİYE YENİK DÜŞTÜ

Bu haber 31 Ocak 2023 - 9:08 'de eklendi ve kez görüntülendi.

Ergenekon efsanesinden çıkan ve 5 bin yıldır yaşatılan nalbantlık, hayvanların ulaşımdaki yerinin azalması ile yok olma noktasına geldi. İlimizde 800 yıldır yanan ocaklar; teknolojinin gelişmesi ve at, eşek, katır gibi hayvanların yerine traktör, kamyon, otomobil gibi araçların kullanılmasıyla sönmeye başladı. Kastamonu’da nalbantlık mesleğinin son kuşak ustası da yanan ocağı kapatma noktasına geldi.

Ortaköy’de mesleğini sürdüren son nalbant ustası Hasan Danacı; “Burada hayvanların ayaklarına nal ve mıh yapıyoruz. Bizim bu ata mesleği, babadan oğula geçiyor. İlkokuldan beri biz nalbantlık mesleğini yapıyoruz. Şimdiye kadar yapıyorduk fakat son birkaç yıldır satışlar iyice düştüğünden dolayı şu anda sipariş üzerine yapmaya başladık. Nal ve mıhlara artık rekabet yok, teknolojiye yenik düştük. At, eşek, katır gibi hayvanlar bitti. Bu hayvanları kullanan olmadığından köylerde artık traktör de çıktı, artık kullanan o yüzden yok” dedi.

“SİPARİŞ OLURSA SİPARİŞ ÜZERİNE YAPIYORUZ”
Sipariş üzerine çalıştığını söyleyen Danacı; “Ben, dedem ve babamdan öğrendim bu mesleği. Artık benim oğlumda yapar mı yapmaz mı bilemiyorum. Artık bu meslek öldüğü için köylerde artık genç nesilde kalmadı. Artık ben, yaşatabildiğim kadarıyla yaşatmaya çalışacağım. Sipariş olursa sipariş üzerine yapıyoruz. At mıhı, eşek mıhı, öküz mıhı. Ben, buradan yaptıklarımı Kastamonu’ya toptancıya gönderiyorum, oradan da başka illere satışı yapılıyor. Bu nal ve mıhları 8’lik demir çubuklardan yapıyoruz. Ocakta ısıtıp çekiç ile döverek kullanıma hazır hale getiriyoruz. İnşaattan çıkan atık demirleri değerlendiriyoruz burada. Dedelerimiz anlatırdı, Kurtuluş Savaşı’nda atların ayaklarına nal ve mıhları buradan gönderiyorlarmış. Cepheye nal ve mıhlar bu ocaklarda yapıldıktan sonra gidiyormuş” şeklinde konuştu.

“SON İKİ TEMSİLCİSİ KALMIŞTIR”
Araştırmacı-Yazar Mustafa Gezici ise; Ortaköy, Omcular, Yarışlar, Dağyolu, Nalcıkuyacağı ve Kırışoğlu köylerinde nalbantlık mesleğinin yaygın olduğunu belirterek; “Buralar Amasya’daki Yıldırım Beyazıd Vakfına aittir. Bu köyler nal, mıh, kılıç, özengi, atın koşun takımlarını yapmakla ilk önce görevlendirilmişlerdir. İhsangazi ilçesine bağlı Sipahi köyü vardır. Burada yapılan malzemeler aslında nal, mıh, özengi, kılıç yapılarak Sipahi Ocaklarına verilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nda da Sipahi Ocaklarına bu köylerimiz nal ve mıh yapmışlardır. Ama son yüzyılın çeyreğine geldiğimizde atın yerini traktörün alması, eşeğin yerini taksinin almasıyla, bu meslek, bu zanaat bitme noktasına gelmiştir. Son iki temsilcisi kalmıştır. Birisi Hasan Danacı, diğeri de Omcular köyünden Mehmet Akkuş’tur. Bu ailece yapılan bir zanaattır. Önce erkekler bu nal veya mıhı ham olarak yaparlar, kadınlar da döver” ifadelerini kullanıldı.

“NAL VE MIH, ERGENEKON EFSANESİNDEN ÇIKMIŞTIR”
Nal ve mıhın tarihçesine değinen Gezici; “Nal ve mıh, Ergenekon efsanesinden çıkmıştır. Körüğün bulunması, demirin işletilmesi, nal ve mıh sanatının yapılması, atın evcilleştirilmesiyle Türklerde de başlamıştır. 5 bin yıllık bir tarihi vardır. Anadolu’nun fethiyle devam eden bu bölgede nal ve mıh yapılmaya halen devam ediyor. Ama son temsilcileri artık. Bu sanat da bitmek üzere. Ziraat fakültesinin tarımsal mekanizasyon bölümlerinde bu mesleklerin yüksek lisans tezi olarak verilmesi gerekiyor. Bunlar devletin arşivlerinde bulunmalıdır. Yoksa kaybolup giden bir sanat haline gelecektir” ifadelerine yer verdi.

“SİPARİŞ ÜZERİNE ÇALIŞIYOR ŞU ANDA KALAN SON İKİ USTA”
İlimizde son 2 ustanın kaldığını söyleyen Gezici; “Miladi 1200 yıllardan beri bu ocaklar yanmaktadır. Daha öncesinden Külliye Hadid köyünden gelen demirler burada işletilmekteydi. Karamukmolla köyünden çıkan demirler burada işletilmekteydi. Bu ocakların yaklaşık 800-850 yıllık bir geçmişleri vardır. Bu köylerimizde bulunan ocaklarda her çeşit ürün yapılmaktadır. Usta önce kendi malzemesini yapar; örsünü, çekicini, sacını, kalıbını, kalıplamasını, daha sonra mıh ve nal yapmaya başlar. Kep kep yapmaya başlar, kep kep ise ayakkabı çivisidir. 15’inci yüzyılda Kastamonu’dan İstanbul’a giden kep kepler daha çok rağbet görüyordu fakat son dönemlerde artık alıcı bulmuyor. Sipariş üzerine çalışıyor şu anda kalan son iki usta” dedi.

Araştırmacı-Yazar Gezici son olarak, “Çocuk 10-11 yaşlarına ulaştığında mesleği öğrenmeye başlar, 15-16 yaşlarına geldiğinde güzel bir usta olur. Askerde Osmanlı döneminde bu ustalar Sipahi Ocaklarında çalışmışlardır. Sipahi Ocaklarına nal ve mıh yapmışlardır. Kurtuluş Savaşı’nda bu köylerimizde yapılan nal ve mıhlar cepheye taşınmıştır. Daha öncelerinde de kılıç yapılırmış bu ocaklarda. Yatağan kılıçlarının yeri burasıdır” şeklinde konuştu. (iha)

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.