Eski Kastamonu Üniversitesi Genel Sekreteri Muhiddin Sağlam’ın 2012 yılında öldürülmesi olayıyla ilgili ilk sanık, 11 yıl sonra hakim karşısına çıktı.
Eski Kastamonu Üniversitesi Genel Sekreteri Muhiddin Sağlam, 2012 yılının Aralık ayında ikamet ettiği Safalan Caddesi’ndeki evine geldiği sırada uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybetmişti. 25 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü soruşturması sebebiyle M.T.’nin evi arandı. Yapılan aramada, şifreli çanta içerisinde çok sayıda boş silah kovanı ele geçirildi. Balistik incelemesi yapılan kovanlardan birisi, Kastamonu Üniversitesi eski Genel Sekreteri Muhittin Sağlam cinayetinde kullanılan silahtan çıktığı tespit edildi. Bunun üzerine M.T. hakkında “kasten öldürme” suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
“AYLARDIR ANLATMAYA ÇALIŞIYORUM”
Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan M.T., duruşmada yaptığı savunmada, kendisine kumpas kurulduğunu iddia ederek, “Hem kendileri hem de ben mağdur oldum. Bana kumpas kuruldu. 3 Aralık’ta tutuklandım. Benim hiçbir suçum olmamasına rağmen bana bilgi verilmedi. Bana suçlu muamelesi yapıldı. Aylardır anlatmaya çalışıyorum. Bu kovan sonradan konuldu. Bana kumpas kuruldu. Bu kovan üzerinden gidilirse gerçek suçlu ortaya çıkacaktır. Benim evimden çıkan kovanlar özel güvenlik şirketlerindeki kovanlar ve eğitim atışı yaptığım kovanlar. Ben ise bu kovanları meraktan aldım, 12 tane silah alındı. Bu silahlar denetlenmedi” diye konuştu.
“OLAYI BENİM ÜZERİME YIKMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Mardin’de ve Kastamonu’da görevde bulunduğu sürede eğitim verdiği süreçteki silahların ve kovanların incelenmesi talebinde bulunan M.T., “Bu kovanlar özel güvenlik şirketlerine ait kovanlar. Bunlar şirketlerin kovanları ve ben de meraktan aldım, bana hatıra kalsın diye. Evimde saklıyordum. FETÖ beni seçti. Beni kurban etti. Çünkü ortada profesyonel bir cinayet var. Olayı benim üzerime yıkmaya çalışıyorlar. Bu kovanı koyanın kim olduğu bulunursa ortaya çıkacaktır. Ben masumum. Benim üzerimden değil de kovanın üzerinden gidilirse bu olay çözülecektir” ifadelerini kullandı.
Evinin önünde öldürülen Muhittin Sağlam’ın eşi Hatice Sağlam ise; “Ben olay yaşanırken görmedim. Fakat evimin bahçesinde iki kişi gördüm. Bunların da robot resimlerini çizdirmiştim. Karşılaştırılmasını talep ediyorum” diye konuştu.
“ŞİFRELİ ÇANTAYA KOVAN KOYMA İMKANI KİMSENİN YOKTUR”
Müşteki Avukatı Akif Güzel de; “Üniversitenin genel sekreterinin öldürülmesi olayı bugüne kadar faili meçhul olarak geldi. O dönemin emniyet müdürü, mahkeme başkanı, başsavcısı FETÖ’den ihraç edildi. Muhittin Sağlam, üniversitede ihalelere bakıyordu ve korku içerisindeydi. Hatta tayin istemeyi bile düşündü. Bu yüzden biz organize bir cinayet olduğunu düşünüyoruz. Çünkü FETÖ silahlı bir terör örgütü, 15 Temmuz’da bunu gördük. 2012 yılında da bunu yapabileceğini düşünüyoruz. Şifreli çantaya kovan koyma imkanı kimsenin yoktur. Bir kişinin evinde mermi kovanı saklaması meraktan olabileceği gibi kendisini korumaktan da olabilir. Bizler, gerçeğin ortaya çıkartılmasını istiyoruz. Sanık, FETÖ ile ilgili yargılanıyor. Olayda kullanılan silahtan çıkan bir mermi çekirdeğini evinde saklıyor. Hayatın olağan akışına aykırı diye düşünüyoruz. Olayın aydınlatılmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, davadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 27 Nisan tarihine erteledi.
“ADALETE GÜVENİYORUM”
Muhittin Sağlam oğlu Seyfettin Sağlam ise duruşma sonunda; “2012 yılında babam vuruldu. İlk defa 10 yıl sonra dava açıldı. Bundan sonra duruşmaları takip edeceğiz. Nasıl bir karar çıkacak bakacağız. 10 yıl sonra dava açıldı, gelecek neyi gösterecek, bakacağız. Olayın faillerinin bulunmasını istiyoruz. Kendimi çok stresli hissediyorum, iyi hissetmiyorum. Gelecekten umutluyum, adalete güveniyorum” ifadelerini kullandı. (iha)